Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

28 Nisan 2009 Salı

KOÇ MÜZESİ

Koç müzesine ilk gidişim ve gördüm ki müzenin her yerini detaylı bir şekilde gezebilmek için 1 tam gününüzü buraya ayırmanız gerekmekte.
Müzeye geldiğinizde yolun her iki yanında Koç Müzesi Binalarını göreceksiniz. Hangisi nedir? Nereden bilet alınır? Sorularının yanıtlarını aramakla vakit kaybetmemeniz için hemen akışı anlatayım.
Sahil tarafındaki binadan biletlerinizi alarak isterseniz ekstra turlar için de kaydınızı yaptırabiliyorsunuz. Müze giriş ücreti 9 TL. Bu ücrete müzenin tüm binalarının gezisi dahil. Bununla birlikte Denizaltı ve Keşif Küresi ekstra turlar olduğu için onlara ek bir ücret ödemeniz gerekiyor. Biz Denizaltı turunu tercih ettik ve bu turun parası da 4 TL. Tur biletinizi alırken turların belli saatlerde yapıldığını göz önünde bulundurarak tur kaydınızı size uyan saatte önceden yaptırmanız faydalı olacaktır.
Biletlerinizi kolay ulaşabileceğiniz bir yer koymanızı öneririm binaların girişlerinde biletinizi göstermeniz gerekiyor.
Fotoğraf makinenizi ücret ödemeden kullanabiliyorsunuz ve fotoğraf makinesi ile gitmeniz çok faydalı olacaktır. Yanınıza almayı unutmayın.
Bizim giriş saatimiz Denizaltı tur saatine çok yakın olduğu için biz gezimize Denizaltı turu ile başlamaya karar verdik. Yerini sorduğumuzda ”Fenerbahçe’nin içinden geçerek gidebilirsiniz.” Yanıtını aldık. İyi de Fenerbahçe’den geçerek gitmek ne demek? Sorusunu bakışlarımıza yansıtınca görevli bahçedeki yerini tarif etti. Bahçeye çıkıp deniz kenarına yöneldiğimizde karşımızda emektar Fenerbahçe Vapuru’nu görünce anlayabildik durumu. Denizaltı Fenerbahçe’nin yanındaydı ve ona binmek için vapurun içinden geçmeniz gerekiyordu :)
Okuldayken eski ve soğuk olması nedeniyle Fenerbahçe vapurunu pek tercih etmezdik. Denk geldiğinde de zamanımızın bol olması lüksü ile, genelde bir sonraki vapuru beklerdik. Favorilerimiz o dönemki isimleri ile “Bahçekapı” ve “Fahri Korutürk” vapurları idi. Yanlış hatırlamıyorsam bu iki vapurun yapım tarihleri 1987 idi. O zamanki en konforlu vapurlardı.
Tamam, tamam okul dönemi anılarıma gömülmeden hemen müze detaylarına dönüyorum :)
Fenerbahçe vapurunun üst katı Yalvaç Ural Teneke Oyuncaklar sergisine dönüştürülmüş. Denizaltı turuna daha vakit vardı biz de rahat rahat vapurumuzu bir de bu haliyle gezdik.
Veeee tur saati geldi. Son derece otoriter bir kaptan ile sözünden çıkmadan, onu uslu uslu takip ederek denizaltıya geçtik. Ben, kapalı ve dar yerleri pek sevmem. Söylemesem de tereddütle başladım geziye. Ama hep bir denizaltı görmek istediğim için korkumu umursamamaya çalıştım. Sadece denizaltıya dar, kapalı bir merdivenden inerken orada ne işim olduğunu sorguladım ancak hemen bu düşüncelerimi kovdum ve sadece anlatılanlara ve bulunduğumuz yerin ilginçliğine odaklandım. Yine de bu sürede kaptanın ilk anlattığı şeyleri hatırlamıyorum :) Neyse gezimizi güzel ve sorunsuzca tamamladık. Tek hat boyunca ve tek katını geziyorsunuz denizaltının. Çok farklı bir yer ve yaklaşık 20 dakika süren bir tur ve görmeye değer.
Tur sonrasında bahçedeki araç ve uçakların bulunduğu alanı dolanıp yine sahil tarafındaki müzeyi gezmeye başladık. İçinde otomobil bölümü, zeytinyağı fabrikası, sandal, kano ve teknelerin bulunduğu bölümler var. Bizim deniz ve denizcilik yönümüzün ağır basması ile daha çok tekne, sandal ve ekipmanlarının bulunduğu alanları detaylı gezerek bu binadaki gezimizi de tamamladık.
İkinci etap olan yolun karşısında aynı zamanda Minyatür Odalar sergisinin de bulunduğu binaya geçtik. Yazının başında söylemiştim biletlerinizi sık sık göstermeniz gerekecek, kolay ulaşabileceğiniz bir yerde bulundurun diye. Bu binanın girişinde bilet kontrol sonrasında Minyatür Odalar sergisini gezdik ( sergi detaylarını sonra anlatacağım).
Aynı alanda ulaşım araçlarının tren, uçak, gemilerin bulunduğu binayı ve astronomi bölümünü de gezerek fazlasıyla yorulmuş bir şekilde bu bölümü de tamamlamış olduk.
En başta da bahsettiğim gibi 1 günün tam olarak ayrılması gereken bir müze. Özellikle mekaniğe ilginiz varsa bu tam gün bile yetmeyebilir ilgilisine. İçerideki yazılarda “okul gibi müze” diye bir tanımlama vardı. Gerçekten de öyle. Haftasonu 1 gününüzü ayırmaya değer.
Müze Ulaşım detaylarını aşağıdaki linkte bulabilirsiniz
http://www.rmk-museum.org.tr
Müze Saatleri
Salı –Cuma 10.00 – 17.00
Cumartesi – Pazar 10.00 – 19.00

KOÇ MÜZESİ ÖNCESİ BALIK EKMEK

Henry Kubjack’in Minyatür Odalar sergisi nedeni ile müze turlarımızda Rahmi Koç müzesini öne aldık.
Güzergâhımızı Eminönü üzerinden belirleyerek gitmeye karar verdik. Keyifli çekirdek gezi ekibimizle.
Öğle saatinde buluşmamız balık ekmek kokularıyla birleşince Eminönü’nde balık ekmek molası vermeden olmaz düşüncesi ile seçtiğimiz bir yerde yedik yemeğimizi. Yeni düzenlemede balık teknelerinin önündeki küçük masa ve taburelerde oturabiliyorsunuz. Balığınızı yerken etrafınızda oluşmuş küçük bir sektör ile karşılaşıyorsunuz. Balığın yanına eşlik etmesi için turşu ve turşu suyu satan kişiler, balık yerken batan elleriniz için ıslak mendil satan küçük çocuklar. Sizi pek rahat bırakmıyorlar.
Bu şekilde masada oturup teknelerin yanında balık ekmek yemenin en kötü yanı sadece ellerinizin değil ( ıslak mendille epey temizlememize rağmen)üzerinizin uzun bir süre balık kokması :( Balık ekmek molası vermek istediğinizde bunu da göze almalısınız.
O gün balık ekmek keyfi çok güzeldi ama en güzeli okul döneminde öğlen dersimiz ya da sınavımız bittikten sonra dönüş için kalabalık mesai saatlerine kalmadan ekmek arası balığı paketletip yanına da içeceğinizi alarak vapurun arkasında açık yerde deniz, İstanbul manzarası ve keyifli bir sohbet eşliğinde yemektir.
Öğrenciliğimizin ilk acemilik zamanlarında bu şekilde dışarıda satılan yiyeceklere şüpheli bakışların azalması ve ilk cesaretli adımı attıktan sonra vapurda balık ekmek keyfi, keyifle doya doya çıkarılıyor :)
Sonra da buna alışıp size daha önceden korkunç gelecek birsürü şeyi yapmaya başlıyorsunuz :)