Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

10 Haziran 2009 Çarşamba

YENİKÖY-ORHANGAZİ-BURSA










Ha yazdım, ha yazıcam derken bayağı zaman geçmiş Orhangazi gezimin üzerinden.
Yine çok keyifli, çok eğlenceli ilaç gibi bir gezi oldu :)
Seçtiğimiz mevkii Bursa Orhangazi’ye bağlı Yeniköy Beldesi idi.
Geçimi ağırlıklı olarak iç piyasaya yönelik zeytincilik olan eski bir Ermeni köyüdür.
Aslında bir davet üzerine burayı seçtik, iyi de etmişiz.Bir arkadaşımızın anneannesinin evine davetli olarak gittik.
Sabah Pendik’ten feribotla Yalova’ya geçiş ve sonrasında Yeniköy.
Yolda Rumeli türküleri söyleye söyleye kadetilen bir yol.Eğlencemizden de hiiiç ödün vermeyiz :)
İznik’i ve İznik Gölü’nü çok severim ama gölüm Orhangazi tarafını ilk kez görüyorum.Kendi haline bırakılsa tabii ki sizi olağanüstü bir doğa bekliyor ama çevredeki fabrikaların atıklarına bağlı göldeki kirlenmeyi öğrenip ve de gördüğümde içim sızladı :(.Hem böyle bir güzelliğin mahvoluşu hem de benim göllere olan özel ilgi ve düşkünlüğüm de düşünülürse karşılaştığım görüntü cidden üzücüydü. Ama oradaki coğrafya o kadar güzel ki inadına direniyor bu duruma.İnadına…
Neyse Allah’tan tüm gezi boyunca böyle büyük bir doğa katliamı ile karşılaşmadık.
Önce radarın bulunduğu tepeden aşağıdaki köylerin ve gölün manzarasını izledik esintiler içinde. Bol bol da fotoğraf çektik.
Sonrasında gölün Orhangazi tarafını ve çevresini gezerek bizi bekleyen muhteşem bir yemek şöleni ile karnımızı doyurup dinlendik.
Nasıl keyif ama?
Ben söyleyeyim.
Olağanüstü!!!!
Bitti mi sanıyorsunuz?
Yanılıyorsunuz :)
Bundan sonra bizi kocamaaan bir kiraz ağacı ile buluşma bekliyordu.Hemen tırtıllar gibi daldık ağaca ve neredeyse çatlayana kadar dalından kirazları yedik.Ne büyük bir lüks oldu artık dalından meyve yemek.
Çocukluğum bahçeli bir evde geçtiği için bir sürü meyve ağacımız vardı.Erik,dut, incir…hiç aklıma gelmezdi dalından meyve yemenin bir ayrıcalık olduğu. Ama öyleymiş.Ben yeniden o lükse sahip olabilmeyi çok istiyorum.
Bir gün olur umarım.
İznik’ten bahsederken bir şeyi söylemeyi unuttum.İznik’in ünlü İmren Köftecisi vardır.Yusuf Usta olarak da bilinir.Muhteşemdir köfteleri.Bildiğim kadarıyla hiçbir yerde de şubesi yoktu ama Orhangazi girişinde bir yer açmış,yolunuz düşerse tadın derim :)
İlçe merkezini de gezerek küçük kaçamağımız için ayırdığımız zamanı doldurup dönüş yoluna çevirdik rotamızı :)
Dönüşte feribot zamanına vakit olması ile bir de Yalova sahilde kısa bir yürüyüş yaptık.
Böylelikle 1 güne bir sürü gezilmiş yer, lezzetli yemekler ve güzel kirazları sığdırarak gezimizi sonlandırdık biraz da güneşten yanmış olarak :)
Foto1:Bu yollardan geçtik
Foto2:Bu kirazlardan yedik
Foto3:Bu şekilde kirlenmiş gölde bu kurbişi gördük

BELLEVILLE'DE RANDEVU





1 haftalık iznimde geziyorum, okuyorum,ardaşlarımla buluşuyorum ve bol bol da film izliyorum.


İzlediğim filmlerin öyle hepsi bahsedilmeye değer değildi.Daha çok eskiden kaçırdığım ve şimdi izleme fırsatı bulabildiğim filmlerdi.


Ama burada bahsedeceğim Belleville'de Randevu çok farklı bir film.


İlk kez TV'de kardeşimle tesadüfen gördük ama sonuna rastlamıştık.Genelde kardeşimle zevklerimiz taban taban zıttır ama böyle ortak beğendiğimiz ender şeyler de olabiliyor :)


TVde tamamını izleyemedik ama animasyonun işleniş şekli çok farklıydı.Çok az diyalog var ama anlatım değişik.


İzne çıkmadan 1 hafta önce tesadüfen dvd sini görünce hemen aldım tabiii bir daha tv de şansa bırakmamak için :)


Filmin kahramanı büyükanne ,onun yaptığı yolculuk (hatta yolculuk yapış şekli :)),Belleville Üçlüsü'nün müziği gibi ayrıntılarıyla güzel işlenmiş bir film.


Konusuna gelince...


Torununun bisiklet hayallerini keşfeden ve onun büyük yarışa hazırlanmasını büyük bir ciddiyetle üstlenen büyükannenin torununun kaçırılması ile torununu bulma çabaları :)


2003 yılı yapımı bir animasyon.


Keyifli seyirler...