Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

9 Temmuz 2009 Perşembe

SICAK… ÇOK SICAAAAK

Her ne kadar 1 haftalık bir izin kaçamağı yaptıysam da bu tatilin içeriğinde deniz, kum, güneş olmadığı için kendimi henüz tatil yapmamış olarak görüyorum.
Sıcaklar da şu günlerde artık zorlayıcılığın üst sınırlarına ulaşınca deniz hayallerim kontrol edilemez bir sıklıkla ortaya çıkıveriyor.
Suya düşkünlüğüm kendimi bildim bileli vardır. Hatta küçükken evimizin içinin akvaryum gibi suyla dolu olmasını, bizim evde her yere yüzerek ulaşabilmemizi hayal ederdim. Annemden bu konuda bir kaç kez talepte bulunduğumu bile hatırlıyorum "Anne evi suyla dolduralım mı?" diye( Şansımı sonuna kadar denemiştim :)).
Sigorta reklâmlarından birinde evi su basıp da eşyalarla birlikte yüzen insanları bir felaket gibi gösterse de ben hala bu fikri güzel buluyorum. Ama benim akvaryum evimde eşyalar suyun kaldırma kuvvetine doğal bir dirence sahipler sadece ev halkı yüzerek hareket edebiliyor :)
Bugün, ofiste işlerim çok yoğun öğlen dışarı da çıkamadım ama kendime küçük bir mola verdim yine de ve masamın arkasında cam bölmeli toplantı odasına diktim gözlerimi. Buradan ne güzel bir akvaryum ev olur diye!!!! :)
Düşünsenize ofisinizde kocaman bir akvaryum tankı var ve serinlemek istediğinizde biraz yüzüp çıkabiliyorsunuz ya da ofisin tamamı suyun içinde:) Süper olurdu di mi?

Ayyy ben kendimi alamıyorum koskoca toplantı odasını içi su dolu olarak düşünmekten :) Acebağ toplantı odasını suyla doldurma fikrimi yönetime önersem mi? Ne dersiniz?
Sıcak, yoğunluk ve temmuz ortasına kadar hala yüzememiş olmak bir araya gelince doğal olarak serap görmenin önüne geçemiyorum.
Durdurun beniiiii!!!!!!!!!!!...
Ben hemen bir atlayıp suya geliyorum … :)