Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

2 Mart 2009 Pazartesi

KONYALI BALLI PASTA












Biz bu sefer fazla enerji depolamaktan yiyemedik ama kesinlikle yenmesi ihmal edilememesi gereken muhteşem bir tat :)
Yine okuldayken Çiğdem Pastanesine uğramadığımız, uğrayıp da oradan aldıklarımızla yetinmediğimiz ya da sınav dönemlerinin bitimini kutladığımız muhteşem şey!
4 tane ( 3 tanesi kaide, 1 tanesi üstte )içi krema dolu profiterol topları şeklinde üzerinde ince bir tabaka halinde çıtır çıtır olmuş bal ile kaplı bu şey mutlaka aklınızı başınızdan alacaktır :)
Deneyiniz :)

SULTANAHMET KÖFTECİSİ



Müze gezileri sırasında harcadığınız enerjiyi takviye edebilmek için bu kez herkes için bir klasik olan Sultanahmet Köftecisinde beslenmeye devam etmek iyi olur .

ÇİĞDEM PASTANESİ




Güne güzel bir kahvaltı ile başlamak için Sultanahmet ve Çemberlitaş arasında yol üzerinde bulunan Çiğdem Pastanesi çok uygun bir yerdir.
Okuldayken sabah okula giderken, akşam da eve dönerken mutlaka önünden geçtiğimiz ve neredeyse hiç uğramamazlık etmediğimiz ufak bir yerdi. Daha sonra aynı yer biraz daha genişletildi ve yine güzel ürünlerini satmaya devam etti. Bizim o civardaki klasiklerimizdendir. Bir süredir gitmemiştim. En son bir arkadaşım bana oradan kurabiye getirmişti benim için oranın önemini bilmeden. O zaman kısa bir özlem gidermiştim.
Böyle bir mekânda bol açmalı, börekli, çörekli sıkı bir kahvaltıdan sonra müze gezilerine başladık :)

ÇİĞDEM PASTANESİ… SULTANAHMET KÖFTECİSİ… KONYALI’NIN BALLI PASTASI…

Bütün bu yazdığım yerlere yaptığım gezi için bol enerjiye ihtiyacım olduğu düşünülürse bir de işin içine yeme içme kısmını da eklemek kaçınılmaz gibi…

YEREBATAN SARNICI

























Veee işte her seferinde yeniden büyülendiğim, o muhteşem yer. Olağanüstü ve her gezdiğimde daha sonra bir kez daha görebilme şansım olsun diye dua ettiğim Yerebatan Sarnıcı. Bu beğenim her yerin su olması ile ilgili midir bilmiyorum. Sütunlara verilen ışıkla çok daha gizemli ve büyülü bir havaya büründüğü de bir gerçek.
Yerebatan Sarnıcı aslında 9.800 metrekarelik bir alanı kaplamasına rağmen çok daha küçük bir alanı ziyarete açık. Burada rehbere gerek kalmadan, kalabalık olsa bile rahatlıkla gezebilirsiniz.
Sarnıca indikten sonra, Medusa’nın başının olduğu sütunlara kadar gayet açık şekilde belirlenmiş bir parkurda gezip, gezinizi çıkış kapısında sonlandırabiliyorsunuz.
Bu kez Yerebatan’ı gezerken 3 balıkçı ( birimiz bu konuda hoca ) olarak algıda seçicilik göstererek suyun içindeki sazanlara takıldık. Genelde böyle çok da uygun olmayan ortamlara bırakılan balıklar, hayatta kalma çabasında, iyi beslenememekten dolayı cılız ve perişan halde olurlar. Ama buradaki sazanlar nerdeyse kedi büyüklüğünde gayet sağlıklı, aktif, mutlu ve mesuttular. Bir sazan balığı normal olarak toprak havuzlarda ve bol bitkinin olduğu çok da soğuk olmayan sularda yaşar. Yerebatan’da ise zemin toprak değil, hiç bitki yok ve su soğuk olmasına rağmen bizim Yerebatan Sazanları canavar gibiydi maşallah. Ortam Şartlarına uyum ilkesini maksimum derecede uygulamış, semirmiş, pehlivan gibi olmuşlar :)
Yerebatan’a gittiğinizde sazanlara bu bilgiler ile daha bir dikkatli bakarsınız sanırım :)
Bence bu kadar sazan bilgisi yeterli.
Medusa’ya dönmeden sol tarafta dilek havuzu denen bölüm var. Buraya bozuk para atarak dilek dileyebilirisiniz. Böyle bir şey ilginizi çekerse yanınızda bozuk para bulundurun.
Yerebatan Sarnıcı’nı gezmek için ortalama 30 dakika yeter ama bizim gibi ilk andan ortamın büyüsüne kapılırsanız rahatlıkla 1 saat ve üzerine çıkabilirsiniz.
Burada Müze Kart geçerli değil.3 TL giriş ücreti ödemeniz yeterli.
Görmüş olduğunuz gibi Yerebatan üzerine yazdıkça yazabiliyorum. Çünkü Yerebatan başka bir dünya :)

AYASOFYA
























Topkapı Sarayı’nda bu kez sadece Harem Dairesini gezdiğimiz ve gezmeye erken saatte başladığımız için Ayasofya Müzesini de gezmek için yeterli zamanımız oldu.
Ayasofya’da da yine düzensiz ziyaretçi grupları nedeni ile bir kargaşa oluyor. Erken gezmeye başlamak yine en iyisi. Ama ne olursa olsun Ayasofya o muhteşem duruşu ile her şeye katlanmanıza değiyor. Burada bu nedenle kalabalığa o kadar da takılmıyorsunuz. İçeriye girdiğinizde her seferinde vaayyy dedirtiyor. Ancak statik yapısının zayıflaması nedeni ile daha önce kurulan ve bir süredir bulunan çelik iskelelerin kaldırıldığını umarak gittiğimizde bu iskelelerin kaldırılma kararına rağmen hala yerinde durduğunu gördük. Ona rağmen yine de gezip görmeye değer. Ayasofya içinde “Terleyen Sütun” diye bir yer var. Burada elinizi sürterek dilek dileyebiliyorsunuz. En üst katına kapalı bir merdivenden çıkarak yukarıdan da mekânı izleyebilirsiniz.
Ayasofya’yı gezmek için de 1–1,5 saatlik bir süre yeterli oluyor. Burada Müze Kart geçerli. Müze Kart yoksa 20 TL giriş ücreti ödemeniz gerekmekte. Fotoğraf çekimi için ayrıca para ödemeniz gerekmiyor.

MÜZE KART
















20 TL ve 1 adet vesikalık fotoğraf karşılığında 1 yıl süreyle Kültür Bakanlığı’na bağlı belli müzelerde geçerli olan bir kart. Aşağıdaki linkte detaylarını inceleyebilirsiniz. Ancak öncelikle geçerli olduğu yerleri inceleyip, ilginizi çekiyor ise başvurmanızı öneririm. Çünkü her yerde geçerli değil.
Ben bu haftasonu Topkapı Sarayı girişinde 20 TL giriş ücreti ödemeyerek ve sonra da Ayasofya Müzesini gezerek 20 TL de orada kara geçtim :)
http://www.muzekart.com/




TOPKAPI SARAYI HAREM DAİRESİ:























Daha önce Topkapı Sarayı’na yaptığım tüm ziyaretlerde Harem Dairesi hep kapalı,tadilatta olduğu için bir türlü gezememiştim.Harem Dairesi ziyarete açıldıktan sonra da hemen gidebilme şansı yakalayamamıştım.Nihayet geçtiğimiz haftasonu Harem Dairesini de görme olanağım oldu.Büyük tadilat nedeni ile göremediğim ve çok ihtişamlı olduğuna dair söylenenlerle sanırım beklenti seviyemi oldukça yükseltmişim.Gezerken çok büyük bir hayranlık olmadı. Tüm bölümler ziyarete açık değil, yaşam alanlarına ait pek fazla yer göremiyorsunuz. Ama Harem Dairesindeki gezinin en güzel yanı Sultanların gözdelerinin odalarının baktığı ( önce içinde su olmadığı için anlayamadığım ) büyük havuz ve bahçenin olduğu açık alan. Burada fotoğraf molası verebilirsiniz.
Harem Dairesi, ziyaretçiler kendi rehberleri ya da rehber olmadan gezilebilmekte. Dolmabahçe Sarayı’ndaki gibi zorunlu rehber olmadığı için bir karışıklık içinde gezebiliyorsunuz. Yolgeçen hanı gibi…
Neyse ki Saray’ın bahçesi çok güzel. Her gittiğimde bana çok iyi gelir. Büyüklüğü, görünüşü, özellikle Lale Bahçe’si bölümünden tüm Sarayburnu ayaklarınızın altındayken banklarda oturup o güzel manzarayı izlemek muhteşem.
Harem Dairesini ortalama 1–1,5 saatte rahat rahat gezebilirsiniz. Müze girişi sırasında ödenen 20 TL nin haricinde Harem girişinde ayrıca 15 TL ödemeniz gerekmekte. Ancak fotoğraf çekmek için ek bir ücret ödenmemekte.
Topkapı Sarayı Müzesinde Müze Kart geçerli ancak Harem Dairesinde Müze Kart geçerli değil.
Gezi ziyaret saatleri konusunda şöyle bir önerim olacak. Turist ve okul grupları genellikle saat 12.00 civarında ziyaretlerine başladıkları için eğer daha sakin gezmek isterseniz müze saat 09.00 da açılıyor erken gitmelisiniz.