Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

8 Ocak 2011 Cumartesi

NASIL BİR GÜNDÜ ANLAYAMADIM??

Geçtiğimiz Perşembe gününün nasıl bir gün olduğunu hala anlayabilmiş değilim.

Etkisinden bile ancak kurtulup olanları yazabiliyorum.

Yoldan geçen birine bana zarar ver desem sanırım benim kendime yaptıklarımı yapamazdı.

Güne işyerinde bir arkadaşımla kültürel farklılıkların hayatımızdaki yeri konulu bir tartışma ile başladım ki hiç tarzım değildir ofiste fikirlerimi ısrarlı ve keskin bir şekilde tartışmak ve konuyu uzatmak.Ama yaptım.

Sonrasında dikkatsizlikle ,üstelik benimle alakasız bir işe imzamı atmamla aldığım saçma salak sorumluluk.

Mesai saatlerini böyle tuhaf bitirdikten sonra akşam spora gitmeden önce almayı planladığım eldivenleri almanın mutluluğu ile şansımın döndüğünü düşünerek mutlu oldum ve kutlama amaçlı kendime Starbucks ‘da sert bir kahve ısmarladım.Ama kader ağlarını örmüştü bir kere kısa güzel anların sonrasında kabus yeniden başladı ve sıcak kahveyi içerken kazağımın üzerineee döküverdim!!!

Aman yandım diye durumu düzeltmeye çalışırken sakinleşeyim,yeni cicilerime bir daha göz atayım dedim ve fark ettim ki eldivenlerimin birinde sorun var !

Düşündüm, mağazadan hala uzak değilim, spora gitmeye vaktim var gidip hemen değiştirebilirdim .Düşünmez olaydım.

Bir hızla gittim mağazaya tekrar ama dannnn diye bir ses duyduğumda , acıyan bir vücut hissettiğimde ,mağazanın içerisine ulaşamayınca ve en son içeride koşan mağaza çalışanlarını gördüğümde anladım ki ben mağazanın cam kapısına gömmüşüm kendimi.Ama nasıl bir gömmek.Garfield’ın cama yapışmasını düşünün.Aynı öyle değil.Garfield ve cam arasında yer yer boşluklar vardı.Ben de o bile yoktu!!!

O akşam mağaza personeline değişik bir deneyim yaşattıktan,eldivenlerimi değiştiremeden acıyan vücudumla artık hepsi bu kadardır diye düşünerek yola koyuldum.

Sporuma güzel güzel başladım, üzerimde yarattığı güzel yetkiye taaaam dalacaktım ki ayak bileğimin ters dönmesi ile yerimden sıçradım.Ve güzelce sakatlanmış bir bilekle baş başa kaldım.
Hala moralimi yüksek tutmaya çalışıyorum.Bütün günü düşündükçe ne oluyoruz ya hu derken hala yaşadığıma şükrediyorum.

Normalde sokakta kum gibi olan taksiler o gece bir yerlere dağılmış beni sakat bacağımla baş başa bırakmışlar.20 dakika caddede taksi bekledim,yolu bilmeyen bir taksi bulabildim ve evime sağ salim ulaştım.

Şimdi bandajlı, itina ile dinlendirilen bir bilek ile güzel İstanbul havasından yararlanamadan evde yatıyorum.

Ama o gün nasıl bir gündü,nasıl sağ çıktım o günden bilemeden ve şaşkınlığını hala üzerimden atamadan iyileşmeye çalışıyorum.

5 yorum:

  1. Geçmiş olsun. Gerçekten çok tuhaf bir gün olmuş. Daha beterlerinden korusun Rabbim..

    YanıtlaSil
  2. Öbür tarafa da yazmıştım geçmiş olsun dileklerimi, burada işin esasını öğrendim. Bence yine de şükür Nanem Şekerim, bu kadar aksiliğin üstüne tek parça eve dönmüşsün ya. Sen de mi Satürn'den etkilendin acaba? Böyle şeylere pek inanman ama bu ara bloglarda pek dönüyor Satürn muhabbeti.
    Bir bilek incinmesiyle geçmiş gitmiş olsun, umarım bu son aksiliktir. Tez zamanda ayağa kalkıp keklik gibi sekmen dileğiyle sevgiler yolluyorum:))

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Mavi Balon, çok teşekkür ederim.güzel dileklerin için :)

    Leylakcığım, teşekkür ederim.Cidden zor bir gündü.Gezegenler karşımda olabilir :)

    YanıtlaSil
  4. teşekkür ederim küfkediğiciğim :)

    YanıtlaSil