Hayal gücü, masallar, fantastik eserler hep ilgimi çekmiştir. Kendi hayal gücüm de oldukça geniştir. Çocukken nerdeyse bütün çocuk masalları ve klasikleri bana okunmuş ve kendim okumuşumdur. Bir süre masal yaşım geçti diye uzak kaldım ama neyse ki Yüzüklerin Efendisi serisi ile fantastik edebiyat ile tanıştım ve kaybettiğim zamanı telafi ettim :)
Resimde bile sürrealizm hayranıyımdır. Hieronymus Bosch ve Salvador Dali iki sürrealsit idolümdür.
Dizi ve filmleri de unutmamak gerekir. Sadece okumakla kalmam büyük bir bağlılıkla izlerim de…
Bu kadar hayal gücü ile sarmalanmış bir beğeni yumağı ilk etapta gerçek dünyadan kaçış gibi görünse de gayet aklı başında biriyimdir. Endişeye, amanın nasıl bir Nane Şekeri bu böyle? demeye gerek yok :)
Gerçek hayatı tüm gerçekliği ve farkındalığı ile yaşarsınız. Fantastik dünya ise sizi çıkamadığınız yolculuklara, yaşamadığınız maceralara, düşünmediğinizi düşünecelre götürür. Keyif verir, zihninizi dinlendirir.
Aslında hayranlığımın temelinde hayal gücü ile yaratılan, hiç düşünülmeyenin düşünüldüğü farklı bakış açıları, detaylar ve size sunuş şekillerinin etkileyiciliği yatıyor.
Şimdilerde bu konuda biraz kaynak tükenmişliği yaşıyorum. Sevgili dizim Heroes 3.sezon ve yaşam damarlarımdan biri olan Lost 5. sezon bitti. Şu anda sadece Pazar sabahları Avatar ile idare ediyorum.
Tabii benim gibi bu konuda iflah olmaz birisi için kaynak yaratmak hiç de zor değil. Bu konuda üzülmek yerine fantastik romanlarıma ağırlık vereceğim. Stephenie Meyer’ın Alacakaranlık ile başlayan 4 kitaplık serisi ile buluşmama az kaldı :)
Konu ne mi? Bir vampire aşık olan kızceğizin hikayesi.
Annem vampir bir damada ne der bilemem ama ruhu olan vampir Angel’dan sonra bu fikir bana hiç de kötü gelmiyor. Bakalım okuyup göreceğiz. Kitabın kahramanı Edward da aynı etkiyi yaratacak mı? :)
Resimde bile sürrealizm hayranıyımdır. Hieronymus Bosch ve Salvador Dali iki sürrealsit idolümdür.
Dizi ve filmleri de unutmamak gerekir. Sadece okumakla kalmam büyük bir bağlılıkla izlerim de…
Bu kadar hayal gücü ile sarmalanmış bir beğeni yumağı ilk etapta gerçek dünyadan kaçış gibi görünse de gayet aklı başında biriyimdir. Endişeye, amanın nasıl bir Nane Şekeri bu böyle? demeye gerek yok :)
Gerçek hayatı tüm gerçekliği ve farkındalığı ile yaşarsınız. Fantastik dünya ise sizi çıkamadığınız yolculuklara, yaşamadığınız maceralara, düşünmediğinizi düşünecelre götürür. Keyif verir, zihninizi dinlendirir.
Aslında hayranlığımın temelinde hayal gücü ile yaratılan, hiç düşünülmeyenin düşünüldüğü farklı bakış açıları, detaylar ve size sunuş şekillerinin etkileyiciliği yatıyor.
Şimdilerde bu konuda biraz kaynak tükenmişliği yaşıyorum. Sevgili dizim Heroes 3.sezon ve yaşam damarlarımdan biri olan Lost 5. sezon bitti. Şu anda sadece Pazar sabahları Avatar ile idare ediyorum.
Tabii benim gibi bu konuda iflah olmaz birisi için kaynak yaratmak hiç de zor değil. Bu konuda üzülmek yerine fantastik romanlarıma ağırlık vereceğim. Stephenie Meyer’ın Alacakaranlık ile başlayan 4 kitaplık serisi ile buluşmama az kaldı :)
Konu ne mi? Bir vampire aşık olan kızceğizin hikayesi.
Annem vampir bir damada ne der bilemem ama ruhu olan vampir Angel’dan sonra bu fikir bana hiç de kötü gelmiyor. Bakalım okuyup göreceğiz. Kitabın kahramanı Edward da aynı etkiyi yaratacak mı? :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder