Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

17 Eylül 2009 Perşembe

BÜYÜKADA… İstanbul





Biraz Leylak Dalı’ndan kıskanıp, biraz Atlas’ın Adalar ekinin motivasyonu ile adaları en az benim kadar seven arkadaşımla attık kendimizi Büyükada’ya.

Vapurları her zaman tüm ulaşım araçlarına yeğlediğim için Bostancı’dan ada vapuru hayali ile çıktım evden ama dikkatsizliğimin kurbanı olduğumu, vapur saatine yanlış baktığımı anladığımızda bize vakit kaybetmemek için iskelenin yanından kalkan motorları kullanmak kaldı. Ama gördüm ki motorlar da en az vapurlar kadar eğlenceli. Bir de yolculuğu harika bir sohbet eşliğinde yaptığınızda. Tıpkı bizim gibi… :)

Adaya vapurla gittiğinizde güzel ve tarihi iskelesi ( Osmanlı döneminden kalma 1914 tarihli neoklasik iskele* ) ile karşılanır ve gezinize başlayabilirsiniz.

Eğer yaz sıcağında gitmiş iseniz tavsiyem Saat Kulesine giderken sağda kalan dondurmacılardan güzel bir dondurma almanız ve ada gezinizde ihtiyaç duyabileceğiniz enerjiyi baştan depolamanız olacaktır.

Büyükada ( adının da kendini hemen ele verdiği üzere ) Prens Adalarının en büyüğüdür. Bunu coğrafya bilginizi arttırmak için değil, gezinizden en fazla verimi elde edebilmeniz için adaya gelmeden plan yapmanızı önermek için belirtiyorum.

Ada’nın sokaklarını ve köşklerini gezmek isterseniz rasgele belirlediğiniz bir yönden başlayabilirsiniz. Ben burada dolaşırken fotoğraf çekmeyi çok seviyorum. Çiçekleriyle, mimarisiyle çok güzel kareler yakalayabiliyorsunuz.

Aday’ı bir anda, neredeyse tümüyle yorulmadan gezelim derseniz. Fayton ile ada turu yapabilirsiniz. Son derece keyiflidir, hele de sık sık adaya gitme şansınız bulunmuyor ise kendinizi böyle bir gezintiden mahrum etmeyin derim. Ada turları iki güzergâhtan oluşmaktadır.

Küçük Tur İskeleden başlar; Çankaya Caddesi, Nizam yoluyla Birlik Meydan’ına ulaşır. Buradan Rum Mezarlığı, Karacabey Koyu, Maden Yılmaz Türk Caddesi üzerinden Çınar Meydanı’na çıkılarak tekrar iskeleye dönülür*.

Büyük tur 12 km dir. Birlik Meydanı’ndan daha güneye Eski Bağ mevkiinden Aslan Kayası’na kadar gidilir. Hagios Nikolaos ve Maden üzerinden geri dönülür*.


Ada’da piknik yapmak isterseniz güzergâh üzerinden yürüyerek, bisiklet ya da faytonla piknik alanına gidebilirsiniz. Deniz manzarası eşliğinde, ağaçların gölgesinde yer, içer, hoplar, zıplarsınız :)

Ada’nın belki de düzenli olarak her yıl TV ye çıkmasını sağlayan Aya Yorgi hakkında da bilgi vereyim hemen.

Büyükada dört tepe üzerine kuruludur. Bunlardan en yüksek olanın adı Aya Yorgi ( Hagios Georgios Koudounas )Kilisesi’nden alan alan Aya Yorgi ya da bugünkü adıyla Yüce Tepedir. Aya Yorgi Kilisesi 23 Nisan ve 24 Eylül günlerinde her dinden dua edip dilek dileyenlerin akınına uğruyor.Bu tepeyi yürüyerek çıkan Hıristiyanlar hacı olacaklarına inanıyor*.

Çok kalabalık oluyor hatta insanlar adadan taşıyor diyebilirim. Eğer siz de benim gibi bir sürü insanla sevgi yumağı olmaktan hoşlanmıyor iseniz bunu sabahın köründe Aya Yorgi’ye gidip öğlen gibi dönerek o kalabalığa kalmadan deneyebilirsiniz. Böylelikle herkes adaya akın ederken siz dönüş vapurunuzu beklerken ,kahvenizi yudumlayarak onlara nispet yapabilirsiniz. Eeee ne demişler erken kalkan yol alır :)


Ada’dan şehre dönerken son olarak iskelenin yanındaki çay bahçelerinde bir şeyler içebilir, balık ya da midye yiyebilirsiniz.

Şiddetli hava koşulları dışında aklınıza esecek herhangi bir zamanda yapabileceğiniz bu geziyi artık ertelemeyiniz :)

Keyifli gezmeler…

Foto1: hep adaların giriş resmi çekilecek değil ya ben de adadan bakışı çektim ve yine her zaman olduğu gibi vapuru da fotoma eklemeyi unutmadım :)

Foto2: Meydandaki Saat Kulesinin gölgesinde, çiçeklerin arasında ve onca insanın içinde umurunda mı dünya siyah kediciğin :)


*Atlas Dergisi’nin Türkiye Adalar Atlası kitapçığından alınmıştır.




2 yorum:

  1. Kııııskaaanç, kııııskaanç:))) Ay sefan olsun Nanem Şekerim, keşkem ben de olsaydım, Aya Yorgi'ye yürüyerek çıkmaya razıydım. Laf aramızda İstanbul'da nasıl manyakça gezdiysem bütün enerjim bitmiş. Geldiğimden beri kolumu kaldıracak mecal yok. Bundan çıkan sonuç gezmeye ara vermeyeceksin:)))
    Her günün ada gezisi tadında olsun...

    YanıtlaSil
  2. valla söylemesi ayıp, sefam oldu :) yorgunluğun panzehiri her zaman gezmektir :)

    YanıtlaSil