İznimin son gününü yaşıyorum bugün.
Yarın işbaşı yapacağım.Günümü tam bir tembellik içinde geçiriyorum.
TV izliyorum...Kitap okuyorum...Uyuyorum...
Son gün ya, tembellik adına ne varsa bildiğim yapıyorum işte...
Bütün iznimi böyle geçirmedim tabiii. Arı gibi çalıştım, gezdim de...
Bu arada resimlerini gördüğünüz üzere bahçemi yenileyip, genişlettim.
Pencere Önü Bostanları ile başladığım sebzecilik işinde artık hazır yapılmışları ile değil kendiminin bizzat diktiği domateslerimle devam edeceğim :)
Öncelikle kocaman bir yoğurt kovasını ( annem nereden bulmuş bilmem ) alüminyum folyo ile sardım sarmaladım daha şık görünsün diye...
Alüminyum folyo kullanımı profesyonelliğimi üniversitede tezimizin saha ve laboratuvar ayağını oluşturan gölden aldığımız bitki örneklerini otoklavda kurutma aşamasında boool bol kullanarak edinmiştim :) O dönemlerde marketlerden daha çok kendi ihtiyaçlarımı oluşturan kola,cips ve çikolata gibi temel ihtiyaçlarımın yanında rulo rulo alüminyum folyo aldığımı bilirim :)
Bu el pratikliği ile alüminyum folyoyu kolay ve kısa sürede sarmam hiç de zor olmadı :)
sonra içine yerleştirdiğim toprağa teeek tek domates fidelerini özenle açtığım deliklerden diktim,can suyunu da vererek işlemi tamamladım.
Pencere önü bostanlarımdan taze soğandan artık ürün alamayacak hale geldiğim ve toprağını da değerlendirmek istediğim için onun bahçesine de birkaç tane fide ekmeyi ihmal etmedim.
Eğer Pencere Önü Bostanlarından sizin de varsa toprağını bu şekilde de değerlendirebilirsiniz.
Şu anda 1 tane fide hariç hepsi canavar gibiler.
Ürün almaya başladığımda da burada onların resimlerini paylaşıyor olacağım.
İznimin son günlerinde gittiğim bir de sergiden bahsedeceğim ama sonra...
Çünkü şimdi ben bu yazı ile yarım kalan tembelliğime dönüyorum :)
Anladığın kadarıyla Yaşar'ınızın yazlık malikanesi de pencere önü bostanı manzaralı :)
YanıtlaSil